[ingilizce-sozluk/sozluk_ustheader.htm] |
İngilizce cümlenin nasıl okunduğunu duymak istiyorsanız, MP3 Player'a ihtiyacınız var. Eğer MP3 player'ınız yoksa, buradan indirip yükleyebilirsiniz.
dükkanda - doktorda - hava alanında - işde - okulda - otelde - sayılar - tanışmalar - yemekte - yolda - saat
Türkçesi | İngilizcesi |
Kahvaltı ne zaman | When is breakfast? |
Kahvaltı sabah 7-8 civarında | The breakfast is about 7 or 8 |
Öğle yemeği için nereye gidelim | Where should we go for lunch? |
Şehir merkezinde iyi bir Çin Lokantası var | There is a great Chinese restaurant downtown |
Akşam yemeğine gitmek istermisin | Would you like to go to dinner? |
Tabii ki. Ne tip bir yere gitmek istiyorsun | Of course. What type of a restaurant would you like to go to? |
Lüks bir yere gidelim | Lets go to an upscale place |
Ne tip yemek istersin? | What kind of food do you like? |
Ben İtalyan ve Fransız sofrası hariç herşeyi severim | Excluding Italian and French, I like it all. |
Bu masaya oturalım | Let's sit at this table. |
Salatanız Varmı | Do you have salad? |
Buranın en iyi mezesi nedir? | What is your specialty appetizer here? |
Ne tip balığınız var | What kind of fish do you have? |
Hesabı alabilirmiyim | May I have the check please? |
Yemek çok iyiydi. Buraya tekrar gelelim | The food was great. Let's come here again. |
Buradan sonra bara gidelimmi? | Would you like to go to a bar from here? |
Ben çok içtim. Bir yudum daha içecek halim yok. | I drank too much. I don't think I can drink one more drop. |
Çok içtiysen bırak ben kullanayım - en azından çevrilmeyiz. | If you had too much to drink let me drive- at least we won't get pulled over. |
Tamam dostum | O.K. Buddy! |
Tatlı da yiyelim | Let's have dessert also. |
Su - bira - şarap - meyva suyu | Water - beer - wine - fruit juice |
Salata - meze - çorba - tatlı | salad - appetizer - soup - dessert |
Catal - bıçak - kaşık - tabak - bardak | fork - knife - spoon - plate - glass |
Masa - Sandalye | table - chair |
zeytin - peynir - ekmek - su | olive - cheese - bread - water |
tuz - biber - yağ - sirke | salt - pepper - oil - vinegar |
domates - patates - pilav - biber | tomatoes - potatoes - rice |
elma - portakal - kavun - karpuz - üzüm | apple - orange - melon - watermelon - grapes |
kırmızı et - beyaz et - tavuk - balık - koyun - midye - kalamar | red meat - white meat - chicken - fish - lamb - mussels - calamari |
kahvaltı - öğle yemeği - akşam yemeği | breakfast - lunch - dinner |
Copyright 2010
ingilizce.com Her Hakkı saklıdır.
Ses kayıtlarımızın hepsi digital finger print yoluyla damgalanmıştır.
İzinsiz çoğaltmak veya dağıtmak yasaktır. Partner siteler ses kayıtlarımızı
yazılı ve imzalı izin aldıktan sonra yayımlayabilirler.